18 tek mi çift mi ?

Hayal

Yeni Üye
“18 Tek mi Çift mi?” — Sayıların Ötesinde Bir Hikâye

Selam dostlar,

Geçen akşam arkadaş grubumuzla bir kafede oturuyorduk. Sohbet bir anda garip bir yöne kaydı. Birimiz dedi ki: “18 sizce tek mi çift mi?” İlk başta hepimiz güldük. “Tabii ki çift!” dedik. Ama sonra biri — her zamanki gibi konuları felsefeye bağlayan Derya — sustu ve “Belki de o kadar basit değildir,” dedi. O an, 18’in sadece bir sayı olmadığını fark ettik. Belki bir dönüm noktasıydı, bir bakış açısı, bir toplum aynası...

---

Bölüm 1: 18 Yaş Eşiği — Çocuklukla Yetişkinlik Arasında

18, bir toplumun gözünde “artık büyüdün” dediği yaştır. Yasalar seni yetişkin ilan eder, ama ruhun hâlâ çocuk kalabilir. Derya o gece şöyle demişti:

> “Belki de 18, tek ve çift arasında gidip gelen bir sınır çizgisi. Ne tamamen bireysin, ne de topluma tam entegre.”

O sırada masadaki Ali, elindeki kahveyi karıştırırken mırıldandı:

> “Erkekler için 18, sorumluluk almak demek. Askerlik, iş, gelecek planı... Bizde genelde 18, strateji kurma yaşına dönüşür.”

Masanın diğer ucundaki Ece ise sessizce gülümsedi:

> “Bizdeyse 18, duygusal bağları çözme yaşıdır. Kendini, aileni, çevreni anlamaya başlarsın. Empatiyle büyürsün.”

İşte o anda fark ettim; 18 aslında tek ya da çift değil, iki dünyanın kesişimiydi.

---

Bölüm 2: Tarihsel Bir Yolculuk — 18’in Anlamı Zamanla Nasıl Değişti?

Eskiden birçok toplumda “yetişkinlik yaşı” 15 ya da 21 olarak kabul edilirdi. Orta Çağ’da 18 yaş, savaşta kılıç tutabilme yaşıydı. 20. yüzyılın ortalarında ise birçok ülkede oy kullanma hakkı 18’e indirildi.

Bu değişim sadece bir sayı değişimi değildi; bireyin toplumsal konumunun yeniden tanımlanmasıydı.

Sosyologlar, 18 yaşın “bağımsızlık yanılsaması” yarattığını söyler. Yani birey, özgür olduğunu düşünür ama hâlâ ekonomik ve duygusal olarak başkalarına bağlıdır. Erkekler bu yaşı genellikle “kendi stratejilerini kurma” dönemi olarak yaşarken, kadınlar için bu dönem ilişkisel kimliğin sınırlarını keşfetme evresidir.

Peki bu fark nereden geliyor? Belki de tarih boyunca toplumun iki farklı rolü iki farklı şekilde ödüllendirmesinden. Erkeklere “plan yapmayı”, kadınlara “bağ kurmayı” öğretmişiz.

---

Bölüm 3: Karakterlerin Yolu — “Tek” ve “Çift”in İnsan Hali

Bir hikâye düşünelim:

Arda 18 yaşında, mühendislik okumak istiyor. Zihni formüllerle dolu, dünyayı çözümleyerek anlamlandırıyor.

Lina ise aynı yaşta; psikolojiye ilgisi var, insanların duygularını analiz ediyor.

Bir gün okulda bir proje yarışmasına katılıyorlar. Konu: “Toplumun dönüşümünde bireyin rolü.” Arda stratejik bir plan yapıyor, toplumun yapısını sistematik olarak açıklıyor. Lina ise insan hikâyeleriyle, duyguların toplumsal değişimi nasıl etkilediğini anlatıyor.

Jüri sonunda diyor ki:

> “En güçlü proje, birbirini tamamlayan iki bakışın birleşimidir.”

O an Arda ve Lina fark ediyorlar:

Teklik — bireysel düşüncenin gücü,

Çiftlik — birlikte üretmenin derinliği.

18 belki de tam olarak bu an: Tek olmanın gururuyla çift olmanın anlamı arasında bir geçit.

---

Bölüm 4: Toplumsal Yansımalar — 18’in Modern Dünyadaki Paradoksu

Bugünün gençliği, 18 yaşında yetişkin kabul ediliyor ama ekonomik, kültürel ve duygusal olarak bağımlılıklar devam ediyor. Üniversiteye geçiş, kimlik arayışı, dijital dünyada var olma çabası... Bunların hepsi “tek ve çift” çatışmasının modern versiyonu.

Erkekler genelde bu dönemi “çözüm arayışı”yla geçiriyor:

> “Ne yapmalıyım, hangi yolu seçmeliyim?”

Kadınlar ise “anlama ve bağ kurma” üzerine düşünüyor:

> “Kendimi nerede, kimlerle var edebilirim?”

Ancak artık bu farklar keskin değil. Yeni kuşak, stratejik zekâyı empatiyle, duygusal sezgiyi mantıkla harmanlıyor. Bu da 18’i sadece bir sayı değil, bir geçiş kültürü haline getiriyor.

---

Bölüm 5: 18’in Matematiği — Sayıların Duygusal Mantığı

Matematikte 18 elbette çifttir. 2’ye bölünür, sonucu tam çıkar. Ama insan hayatında 18 her zaman “tam” değildir.

Bir yanı çocuk, bir yanı yetişkin. Bir yanı yalnız, bir yanı ait.

Belki de bu yüzden 18’i anlamak, hayatın denkleminde kendi yerini bulmak gibidir.

Psikolog Erik Erikson’un gelişim teorisine göre 18 yaş “kimlik kazanımı” evresine denk gelir. Bu dönemde insan, “Ben kimim?” sorusuna cevap arar. Bu arayışta mantık kadar duygu da rol oynar — tıpkı tekliğin mantığıyla çiftliğin duygusu gibi.

---

Bölüm 6: Okura Sorular — Senin 18’in Hangisiydi?

Forumlarda bu konuyu konuşurken hep aynı şeyi fark ediyorum:

Kimi için 18 özgürlük, kimi için yalnızlık.

Kimi için hedeflerin başlangıcı, kimi için çocukluğun vedası.

Peki senin için 18 neydi?

Bir planın ilk adımı mıydı, yoksa duygularının ilk yankısı mı?

Kendini “tek” hissediyor muydun, yoksa bir “bütün”ün parçası mıydın?

---

Bölüm 7: Sonuç — 18’in Hikâyesi Hepimizin Hikâyesi

18 ne tek ne çift. O, geçişin yaşı.

Mantığın ve duygunun el sıkıştığı, bireyselliğin ve toplumsallığın sınırda dans ettiği bir an.

Bu yaşta kimimiz stratejiler kurduk, kimimiz ilişkiler kurduk.

Ve sonunda hepimiz öğrendik:

Hayat, tek başına çözülemeyen bir denklem; ancak birlikte anlam bulan bir yolculuk.

O yüzden belki de en doğru cevap şudur:

> “18, çift olmayı öğrenen teklerin yaşıdır.”

Ve belki de o yüzden, her birimiz hâlâ bir yerlerde o 18 yaşındaki hâlimizle konuşuyoruz.

Tek mi çift mi olduğunu değil, hâlâ kim olduğumuzu anlamaya çalışıyoruz.