Said Nursi Hangi Mezhepten ?

Hayal

Yeni Üye
Said Nursi Hangi Mezhepten?

Said Nursi, 20. yüzyılın önemli Türk İslam alimlerinden biri olarak geniş bir etki alanına sahip olmuştur. En çok Risale-i Nur adlı eserleriyle tanınan Nursi, sadece dini alandaki derin bilgisiyle değil, aynı zamanda sosyal ve siyasi konulardaki görüşleriyle de dikkat çekmiştir. Said Nursi'nin mezhebi hakkında pek çok soru sorulmakta ve bu soruya farklı kesimler farklı cevaplar vermektedir. Bu makalede, Said Nursi'nin mezhebi, Risale-i Nur'da mezheplere yaklaşımı ve genel olarak İslam dünyasında mezhep meselesi üzerine çeşitli sorulara cevaplar sunulacaktır.

Said Nursi'nin Mezhebi Nedir?

Said Nursi'nin mezhebi, bir yandan geleneksel İslam anlayışından beslenirken, diğer yandan mezhep taassubundan kaçınan bir perspektife sahiptir. Nursi, hayatı boyunca herhangi bir mezhebin tamamen dışında olmamış, fakat mezhepçi bir anlayışı reddetmiştir. Kendisinin de ifade ettiği gibi, İslam’ı bir bütün olarak kabul eder ve Kur'an’ın evrensel mesajını temel alır. Said Nursi, özellikle bir mezhebi benimsememiştir, çünkü mezhepçilik, onun anlayışına göre, İslam birliğini zedeleyen ve tefrikaya yol açan bir durumdur. Risale-i Nur’da, mezheplerin öne çıkan farklılıklarının, aslında insanların İslam’ı anlama biçiminden kaynaklandığını ve bunların birer zenginlik olduğunu vurgulamaktadır.

Nursi’nin mezhebi konusunda net bir ifade olmamakla birlikte, çoğunlukla Ehl-i Sünnet çizgisine yakın bir düşünceye sahip olduğu söylenebilir. Çünkü Ehl-i Sünnet’in temel esasları doğrultusunda hareket etmiş, sünnete büyük bir bağlılık göstermiştir. Bunun yanı sıra, İslam'ın temel inanç esasları üzerinde yoğunlaşmış ve farklı mezheplerin tümüyle ortak kabul ettiği inançları savunmuştur.

Said Nursi'nin Mezhep Anlayışı Nasıl Olmuştur?

Said Nursi'nin mezhep anlayışı, daha çok mezheplerin ötesinde bir İslam anlayışını benimseme şeklinde olmuştur. Risale-i Nur’da, “Bütün mezheplerin tek bir gaye için çalıştıklarını” ifade eder. Nursi, İslam’ın temel esaslarının birbirini dışlayan bir şekilde anlaşılmasının yanlış olduğuna inanır. Mezheplerin aslında birer araç olduğunu, nihai hedefin ise insanı Allah’a daha yakın kılmak olduğunu söyler.

Nursi’ye göre, mezheplerin ortaya çıkmasının sebebi, her mezhebin farklı kültürel ve coğrafi koşullarda yaşaması ve bu durumun, dini anlayışlarını etkilemesidir. Ancak, tüm bu mezheplerin ortak noktasının Kur’an ve Sünnet’e dayandığını belirtir. Said Nursi’nin mezhepler hakkında görüşlerinin en önemli özelliği, bu farklılıkların inanç esası üzerinde değil, dini uygulama ve yorumlama noktasında ortaya çıkmasıdır. Bu bağlamda, mezheplerin birbirini dışlamadığını ve sadece farklı yorumları ifade ettiğini vurgular.

Said Nursi ve Ehl-i Sünnet

Said Nursi’nin genel düşünce yapısı, Ehl-i Sünnet akidesine dayanmaktadır. Ehl-i Sünnet, İslam dünyasında, özellikle de Osmanlı İmparatorluğu'nda egemen olan bir doktrindir ve Said Nursi de bu anlayışa büyük bir saygı duymaktadır. Ancak Nursi, Ehl-i Sünnet'i kör bir taklitçilik olarak görmemiş, onun özünü kavramayı amaçlamıştır. Bu yüzden, mezheplerin arasındaki derin farklılıkların bazen gereksiz tartışmalara yol açtığını ve bu tür tartışmaların İslam’ın özüne zarar verdiğini savunmuştur.

Said Nursi, Ehl-i Sünnet’in temel ilkeleri üzerine yoğunlaşmış, bu ilkeler doğrultusunda akıl ve nakil dengesini gözeterek insanlara dini anlatmayı amaçlamıştır. Bu bağlamda, o, modern çağda İslam’ın doğru anlaşılabilmesi için Ehl-i Sünnet akidesine bağlı kalarak Risale-i Nur’u yazmıştır. Ehl-i Sünnet inancı, İslam’ın temel meselelerinde birleşmiş bir anlayışı ifade eder. Said Nursi de, bu anlayışı hem teorik hem de pratik anlamda savunmuştur.

Said Nursi’nin Mezhepçi Olmayan Yöntemi

Said Nursi, mezheplerin bireysel birer yorumu olduğu ve İslam’ın evrensel mesajının, bu mezhepleri aşan bir düzeyde anlaşılması gerektiğini düşünüyordu. Bu nedenle, Risale-i Nur’da bir mezhebin savunuculuğuna soyunmamış, bunun yerine tüm mezheplerin ortak değerleri etrafında birleşen bir İslam anlayışını savunmuştur. Nursi’ye göre, İslam’ın özüne sadık kalmak, mezheplerin her birini benimsediği noktada farklı anlayışları kabul etmekle mümkündür. Bu, bir çeşit dini hoşgörü anlayışıdır.

Nursi, mezhep taassubunun İslam’a zarar verebileceği konusunda da uyarılarda bulunmuştur. O, İslam’ın ortak yönlerini vurgulayarak, farklı mezheplerin mensuplarının bir arada yaşayabileceği bir ortamın sağlanmasını savunmuştur. Bunu yaparken, her bir mezhebin diğerine saygı duymasını ve yalnızca Allah’a kul olma noktasında birleşmelerini istemiştir.

Said Nursi'nin Risale-i Nur’daki Mezheplere Bakışı

Risale-i Nur’da Said Nursi, İslam’ın temel inançlarını ve ibadetlerini açık bir şekilde açıklamış, fakat mezheplerle ilgili yorumlamalar genellikle dolaylı bir şekilde yapılmıştır. Bu eserlerinde, herhangi bir mezhep lehine bir taraf tutmaktan ziyade, İslam’ın birliğine vurgu yapmıştır. Said Nursi, mezheplerin detaylı içtihat farklarını dikkate almakla birlikte, bu farkların dinin özüne zarar vermediği görüşünü savunmuştur.

Özellikle Risale-i Nur’da, mezhepçiliğin İslam’a zarar verdiğine dair pek çok ifadesi bulunmaktadır. Nursi, her bir mezhebin farklı yorumlarının, aslında İslam’ın derinliğini ve zenginliğini yansıttığını, ancak bu farklılıkların inanç esaslarına zarar vermemesi gerektiğini ifade etmiştir. O, Müslümanların bir arada yaşaması ve mezhep farklılıklarını hoşgörüyle karşılaması gerektiğini savunmuştur.

Sonuç

Said Nursi, mezheplerin dışındaki bir anlayışla İslam’ı yorumlamış ve farklı mezhepleri birleştirici bir dil kullanmıştır. Kendisinin herhangi bir mezhebe tam olarak bağlı olmadığını söylemek mümkündür. Nursi’nin İslam anlayışı, mezhepçiliğin ötesine geçerek, Kur’an ve Sünnet’i temel alarak her bireyi doğru yolda ilerlemeye çağıran bir anlayıştır. İslam’da birliğin sağlanması için, mezhep farklılıklarının ötesine geçilmesi gerektiğini savunmuş, bu görüşünü Risale-i Nur’da açıkça ifade etmiştir. Onun bu yaklaşımı, günümüzde İslam dünyasında önemli bir rehber olmuştur ve Said Nursi’nin mezhep meselesine dair anlayışı, günümüz Müslümanları için hala geçerliliğini korumaktadır.