ahmetbeyler
Yeni Üye
Vahşi tabiatta yapısı gereği gelen avantajları kullanan biroldukca farklı hayvan görüyoruz. Bunun bir direkt bir de dolaylı olanı var. Direkt olan için örnek olarak örümceklerin ağ örme yetilerini şuurlu biçimde kullanmalarını gösterebiliriz. Dolaylı olana örnek için de hayvanlara onlar farkında olmadan avantaj sağlayan şeyleri gösterebiliriz. Örneğin tatlılık ya da küçük boyut.
Pallas kedisiyle karşı karşıya gelirseniz, şaşırtan derecedeki tatlılığı ve minik boyutu niçiniyle kaçmak istemeyeceğiniz için kolayca gayesi haline gelebilirsiniz. Pekala bu biçimdesine hoş ve ittiğiniz an yana devrilecekmiş üzere görünen bu kedi nerelerde yaşıyor? bilgilerina gelin birlikte bakalım.
Ne dost canlısı ne de toplumsal: Kedilerin discord’u olsaydı elbet mod bu olurdu…
Pallas kedisini bu biçimdesine tombul gösteren şey, bulunduğu ortama ayak uydurmasına yardımcı olan gür tüyleri. Kelam konusu tüyler, fark edebileceğiniz üzere en hayli karın bölgesinde uzuyor. Buna ek olarak da kışın gri, yazın solmuş bir kırmızıya benzeyen renge dönüyor. Üzerinde ise yazın ortaya çıkan siyah çizgiler göze çarpıyor.
“Manul” olarak da bilinen bu cinsin baş kısmına geçtiğimizde ise öteki kedilerin tersine yuvarlak gözleri bizi karşılıyor:
Yuvarlak başının iki yanına uzanan yuvarlak kulakları ve bu kulakların içinde siyah benekleri bulunuyor. Ek olarak yanaklarından boyun kısmına hakikat ilerleyen siyah çizgileri de var. Belgesellerde çoklukla bu hayvanların en tatlı hâllerini görürüz.
Fakat olur da Orta Asya’nın yüksek doruklarına yolunuz düşer de onunla karşılaşırsanız, size daha fazlaca şöyle bakacaktır:
Evet, Pallas kedisi sadece Moğolistan, Rusya, Kazakistan, Kırgızistan ve Özbekistan üzere ülkelerin ortasında bulunduğu Orta Asya’da bulunuyor. Yalnız yaşıyor olmaları ve sıklıkla dağlık alanlarda bulunmaları da görülme ihtimallerini azaltan etkenlerden kimileri.
Sarı renk var oldukları yerleri, mor renk kesin olmasa da var olduğu düşünülen yerleri, kırmızı renk ise hiç bulunmadığı düşünülen yerleri gösteriyor:
Bir mesken kedisinden daha büyük değil fakat meskene almaya çalışırsanız sizi pişman edeceği kesin:
Bunun birkaç niçini bulunuyor. Öncelikle bu cins az evvel bahsetmiş olduğumiz soğuk, yüksek ve kayalık alanlara ya da düzlüklere alışık. Bu yüzden konutunuza aldığınızda uyum sağlaması pek de mümkün olmayacaktır. Bağışıklık sisteminin farklı şartlara yönelik gelişmiş olması da biroldukça hastalığa karşı kendisini savunmasız bırakacaktır.
Evet, bu bacaklarla Asya dağlarında terör estiriyor:
Kısa bacaklara sahip olan bu cins, varsayım edeceğiniz üzere kovalamacalarda pek de başarılı değil. Göründüğünden epey daha çevik olsa da bu dezavantajını, kamuflaj üzere yetenekleriyle kapatıyor. Buna ek olarak kendilerinden büyük hayvanları avlamak için ağaçlara tırmandıkları ve buradan avlarına saldırdıkları da biliniyor. Anlayacağınız tam bir gerilla.
Peki neyle besleniyor?
gayet güzel bir avcı olan Pallas kedisi, kuşlarla, sürüngenlerle, kemirgenlerle ve en çok da pika isimli tavşan cinsiyle besleniyor. Avına saldırmadan evvel hareketlerini dikkatlice izlemesi de usta avcılığını tekrar hatırlatıyor. Yani avını kovalamaktan fazla gafil avlamayı tercih ediyor.
Üreme bilgilerina da değinelim:
Söz konusu yavruların birden fazla maalesef kuvvetli kaidelere ahenk sağlayamadan hayatını yitiriyor. Buna doğal alanların yok edilmesini de kattığımızda 2002’de niye “soyu neredeyse tehdit altında” listesine alındığını anlayabiliriz.
Fakat buna karar veren IUCN, birebir çeşidi 2019 yılında kelam konusu listeden çıkarıp bir adım geriye, “asgari kaygı altındaki türler” listesine taşıdı. bir daha de üye sayısı azalmakta olan bu çeşidin 58 bin yetişkin üyesinin olduğu düşünülüyor.
Kaynaklar: Petibom, Gage Beasly, Evrim Ağacı, IUCN, IUCN (2016), Wild Cat Conservation, Animalogic
Pallas kedisiyle karşı karşıya gelirseniz, şaşırtan derecedeki tatlılığı ve minik boyutu niçiniyle kaçmak istemeyeceğiniz için kolayca gayesi haline gelebilirsiniz. Pekala bu biçimdesine hoş ve ittiğiniz an yana devrilecekmiş üzere görünen bu kedi nerelerde yaşıyor? bilgilerina gelin birlikte bakalım.
Ne dost canlısı ne de toplumsal: Kedilerin discord’u olsaydı elbet mod bu olurdu…
Pallas kedisini bu biçimdesine tombul gösteren şey, bulunduğu ortama ayak uydurmasına yardımcı olan gür tüyleri. Kelam konusu tüyler, fark edebileceğiniz üzere en hayli karın bölgesinde uzuyor. Buna ek olarak da kışın gri, yazın solmuş bir kırmızıya benzeyen renge dönüyor. Üzerinde ise yazın ortaya çıkan siyah çizgiler göze çarpıyor.
“Manul” olarak da bilinen bu cinsin baş kısmına geçtiğimizde ise öteki kedilerin tersine yuvarlak gözleri bizi karşılıyor:
Yuvarlak başının iki yanına uzanan yuvarlak kulakları ve bu kulakların içinde siyah benekleri bulunuyor. Ek olarak yanaklarından boyun kısmına hakikat ilerleyen siyah çizgileri de var. Belgesellerde çoklukla bu hayvanların en tatlı hâllerini görürüz.
Fakat olur da Orta Asya’nın yüksek doruklarına yolunuz düşer de onunla karşılaşırsanız, size daha fazlaca şöyle bakacaktır:
Evet, Pallas kedisi sadece Moğolistan, Rusya, Kazakistan, Kırgızistan ve Özbekistan üzere ülkelerin ortasında bulunduğu Orta Asya’da bulunuyor. Yalnız yaşıyor olmaları ve sıklıkla dağlık alanlarda bulunmaları da görülme ihtimallerini azaltan etkenlerden kimileri.
Sarı renk var oldukları yerleri, mor renk kesin olmasa da var olduğu düşünülen yerleri, kırmızı renk ise hiç bulunmadığı düşünülen yerleri gösteriyor:
Bir mesken kedisinden daha büyük değil fakat meskene almaya çalışırsanız sizi pişman edeceği kesin:
Bunun birkaç niçini bulunuyor. Öncelikle bu cins az evvel bahsetmiş olduğumiz soğuk, yüksek ve kayalık alanlara ya da düzlüklere alışık. Bu yüzden konutunuza aldığınızda uyum sağlaması pek de mümkün olmayacaktır. Bağışıklık sisteminin farklı şartlara yönelik gelişmiş olması da biroldukça hastalığa karşı kendisini savunmasız bırakacaktır.
Evet, bu bacaklarla Asya dağlarında terör estiriyor:
Kısa bacaklara sahip olan bu cins, varsayım edeceğiniz üzere kovalamacalarda pek de başarılı değil. Göründüğünden epey daha çevik olsa da bu dezavantajını, kamuflaj üzere yetenekleriyle kapatıyor. Buna ek olarak kendilerinden büyük hayvanları avlamak için ağaçlara tırmandıkları ve buradan avlarına saldırdıkları da biliniyor. Anlayacağınız tam bir gerilla.
Peki neyle besleniyor?
gayet güzel bir avcı olan Pallas kedisi, kuşlarla, sürüngenlerle, kemirgenlerle ve en çok da pika isimli tavşan cinsiyle besleniyor. Avına saldırmadan evvel hareketlerini dikkatlice izlemesi de usta avcılığını tekrar hatırlatıyor. Yani avını kovalamaktan fazla gafil avlamayı tercih ediyor.
Üreme bilgilerina da değinelim:
- Esaret altında doğan yavrulardan biri
Söz konusu yavruların birden fazla maalesef kuvvetli kaidelere ahenk sağlayamadan hayatını yitiriyor. Buna doğal alanların yok edilmesini de kattığımızda 2002’de niye “soyu neredeyse tehdit altında” listesine alındığını anlayabiliriz.
Fakat buna karar veren IUCN, birebir çeşidi 2019 yılında kelam konusu listeden çıkarıp bir adım geriye, “asgari kaygı altındaki türler” listesine taşıdı. bir daha de üye sayısı azalmakta olan bu çeşidin 58 bin yetişkin üyesinin olduğu düşünülüyor.
Kaynaklar: Petibom, Gage Beasly, Evrim Ağacı, IUCN, IUCN (2016), Wild Cat Conservation, Animalogic