dunyadan
Aktif Üye
ABD’li uzman Ashford: Finlandiya’nın Rusya’yla sonu NATO için stratejik kabusa dönüşebilir
Ashford, Bloomberg için kaleme aldığı yazıda, Rusya’ya ziyan vermek isteyen ABD ve NATO önderlerinin, yeni ülkelerin ittifaka katılmalarının maliyetini hesaba katmadığını söz etti. Finlandiya ve İsveç’i ittifaka katma sonucunın yalnızca iki avantaj taşıdığını yazan uzmana göre, birinci avantaj sembolik, yani dayanışmanın sergilenmesi, öbür avantaj ise teknik, çünkü İsveç ve Finlandiya’nın NATO üyeliği, AB üyelikleriyle yakından irtibatlı olacak.
“Diğer tüm açılardan Finlandiya ve İsveç’in üyelikleri, karmaşık ve telaş verici bir konu” diyen Ashford, her iki ülkenin de çok gelişmiş ekonomilere sahip olduklarını, bunun yardımıyla NATO’nun teknolojik potansiyeline katkıda bulunabileceklerine, askeri manada da öteki biroldukca Avrupa ülkelerinden daha kuvvetli olduklarına dikkat çekti.
“Fakat genel olarak ittifak, bilhassa de ABD açısından bakıldığında fayda o kadar net değil” diye yazan uzman, Finlandiya ve İsveç ordularının fazlacatandır kendi topraklarını müdafaaya odaklandığını, bu yüzden genel savunmaya katkılarının pek kuşkulu olduğunu belirtti.
İsveç ve Finlandiya’nın, askeri harcamaları artırma ve potansiyellerini güçlendirme kelamını tutmayabileceğini, bunun kararı ABD’nin askeri gücünden ‘beleşe’ yararlanabileceklerini kaydeden Ashford, “Tarihin bize öğrettikleri şu ki, en kuvvetli ihtimalle, Washington’un yüzünü Asya’ya dönmesi gerektiği bir anda iki ülkenin savunma sorunu bir daha Amerika’nın omuzlarına kalacak” ihtarında bulundu.
İsveç’in, Baltık Denizi’ndeki denetimi güçlendirerek NATO’ya stratejik fayda sağlayacağını kabul eden Ashford, “Fakat Finlandiya, tersine, stratejik kabus haline gelecek” diyerek bu ülkenin Rusya’yla bin 300 kilometreden çok ortak sona sahip olduğunu anımsattı.
Ashford, kelamlarını şöyleki sürdürdü:
“Temkinli olmak için öbür niçinler de var, misal yeni üyelerin alınmasıyla ittifak daha hantal duruma gelecek. 32 ülkeyi yönetim etmenin 30 ülkeden daha güç olacağını kestirim etmek için dahi olmaya gerek yok.”
Yeni üyelerin alınmasına karşı çıkan ülkelerin olduğuna dikkat çeken uzman, İsveç ve Finlandiya’nın müracaatlarını kabul etmedilk evvel siyasetçilerin stratejik fotoğrafın tümünü görmesi gerektiğini ve bu adımın ittifakı güçlendirip güçlendirmeyeceğini yeterlice düşünmesi gerektiğini kaydetti.
Haber Sitelerinden Alıntı Yapılmıştır.
Ashford, Bloomberg için kaleme aldığı yazıda, Rusya’ya ziyan vermek isteyen ABD ve NATO önderlerinin, yeni ülkelerin ittifaka katılmalarının maliyetini hesaba katmadığını söz etti. Finlandiya ve İsveç’i ittifaka katma sonucunın yalnızca iki avantaj taşıdığını yazan uzmana göre, birinci avantaj sembolik, yani dayanışmanın sergilenmesi, öbür avantaj ise teknik, çünkü İsveç ve Finlandiya’nın NATO üyeliği, AB üyelikleriyle yakından irtibatlı olacak.
“Diğer tüm açılardan Finlandiya ve İsveç’in üyelikleri, karmaşık ve telaş verici bir konu” diyen Ashford, her iki ülkenin de çok gelişmiş ekonomilere sahip olduklarını, bunun yardımıyla NATO’nun teknolojik potansiyeline katkıda bulunabileceklerine, askeri manada da öteki biroldukca Avrupa ülkelerinden daha kuvvetli olduklarına dikkat çekti.
“Fakat genel olarak ittifak, bilhassa de ABD açısından bakıldığında fayda o kadar net değil” diye yazan uzman, Finlandiya ve İsveç ordularının fazlacatandır kendi topraklarını müdafaaya odaklandığını, bu yüzden genel savunmaya katkılarının pek kuşkulu olduğunu belirtti.
İsveç ve Finlandiya’nın, askeri harcamaları artırma ve potansiyellerini güçlendirme kelamını tutmayabileceğini, bunun kararı ABD’nin askeri gücünden ‘beleşe’ yararlanabileceklerini kaydeden Ashford, “Tarihin bize öğrettikleri şu ki, en kuvvetli ihtimalle, Washington’un yüzünü Asya’ya dönmesi gerektiği bir anda iki ülkenin savunma sorunu bir daha Amerika’nın omuzlarına kalacak” ihtarında bulundu.
İsveç’in, Baltık Denizi’ndeki denetimi güçlendirerek NATO’ya stratejik fayda sağlayacağını kabul eden Ashford, “Fakat Finlandiya, tersine, stratejik kabus haline gelecek” diyerek bu ülkenin Rusya’yla bin 300 kilometreden çok ortak sona sahip olduğunu anımsattı.
Ashford, kelamlarını şöyleki sürdürdü:
“Temkinli olmak için öbür niçinler de var, misal yeni üyelerin alınmasıyla ittifak daha hantal duruma gelecek. 32 ülkeyi yönetim etmenin 30 ülkeden daha güç olacağını kestirim etmek için dahi olmaya gerek yok.”
Yeni üyelerin alınmasına karşı çıkan ülkelerin olduğuna dikkat çeken uzman, İsveç ve Finlandiya’nın müracaatlarını kabul etmedilk evvel siyasetçilerin stratejik fotoğrafın tümünü görmesi gerektiğini ve bu adımın ittifakı güçlendirip güçlendirmeyeceğini yeterlice düşünmesi gerektiğini kaydetti.
Haber Sitelerinden Alıntı Yapılmıştır.