Organik tarımda ilaç kullanılır mı ?

Bengu

Yeni Üye
Organik Tarımda İlaç Kullanılır mı? Bir Köy Kahvesinde Başlayan Hikâye

Geçen hafta sonu köyde dayımın yanına gittim. Hani şu taş fırından çıkan ekmeğin kokusunun bütün mahalleyi sardığı, tavukların bahçede özgürce gezdiği, kahvehanede sabah erkenden çayların demlendiği yerlerden bahsediyorum. Daha kapıdan girer girmez dayım, “Gel hele, tam senin soracağın bir mevzu konuşuluyor!” dedi.

Kahvehanede oturan köylülerden biri, organik tarımda ilaç kullanılıp kullanılmadığını soruyordu. Konu açılınca masada farklı bakış açıları ortaya çıktı. İşte tam orada, erkeklerin çözüm odaklı, kadınların ise empatik ve ilişkisel yaklaşımlarını gözlemlediğim bir sohbet başladı.

---

Ahmet’in Stratejik Hesapları

Masadaki en heyecanlı konuşmacı Ahmet’ti. Kendisi köyün en girişimci çiftçilerinden biridir. Bir ara elindeki çayı masaya bırakıp hesap yapar gibi parmaklarını oynattı:

“Bakın,” dedi, “organik tarımda sentetik kimyasal ilaç kullanamazsın. Ama bazı doğal yöntemler, mesela kükürt ya da bakır bazlı çözeltiler serbesttir. Yani tamamen ilaçsız değil, sadece kimyasal olanlara yasak var. Strateji şu: Zararlıyı kontrol altına almak için doğaya zarar vermeyen, insan sağlığına dokunmayan çözümler bulacaksın.”

Ahmet konuşurken herkesin gözü onda, sesi güven vericiydi. Sanki küçük bir seminer veriyordu. Erkeklerin çözüm odaklı ve sistemli bakışını tam anlamıyla temsil ediyordu.

---

Fatma’nın Empatik Dokunuşu

Masada sessizce dinleyen Fatma teyze sonunda söze girdi. Hepimizin gözlerinin içine bakarak yumuşak bir sesle dedi ki:

“Ahmet doğru söylüyor ama mesele sadece ilaç değil ki evladım. Komşumuz Hatice’nin tarlasında domatesler böceklenmişti. Hep birlikte gidip zararlıları ellerimizle temizledik, sonra sabunlu suyla yaprakları yıkadık. O zaman anladım ki organik tarım sadece ilaçsızlık değil, dayanışma da gerektiriyor. Eğer üretici yalnız kalırsa, doğal yöntemlere güvenemez.”

Fatma teyzenin sözleri masada derin bir sessizlik oluşturdu. Onun yaklaşımı daha ilişkisel, daha empatikti. Kadınların olaylara sadece çözüm değil, duygu ve destek boyutuyla bakmasını hatırlattı bize.

---

Strateji ve Duyguların Çatışması

Ahmet tekrar söze atladı:

“İyi de Fatma abla, dayanışma güzel şey ama tarımda planlama olmadan olmaz. Şimdi düşün, yüz dönüm arazin var, böcek sardı. Hep komşu mu gelecek? Bunu ölçeklendirmek lazım.”

Fatma teyze gülümsedi:

“Sen büyük düşünüyorsun Ahmet, ben de doğru söylüyorum. Ama küçük üreticiler için, komşunun yardımı, sabunlu su, sarımsaklı karışım ilaçtan daha etkili olabiliyor. Üstelik komşuluk da güçleniyor.”

İşte tam o noktada erkeklerin stratejik hesaplarıyla kadınların empatik yaklaşımı çarpışıyor, ama aslında birbirini tamamlıyordu.

---

Organik Tarımda İlaçların Gerçeği

Sohbet ilerledikçe herkes öğrendi ki organik tarımda tamamen ilaçsızlık söz konusu değil. Sadece doğada bulunan bazı mineraller, bitki özleri ya da biyolojik mücadele yöntemleri kullanılabiliyor. Kimyasal tarım ilaçları yasak.

Ahmet, “Yani olay şu: Kullanılan şey ‘ilaç’ ama doğadan geliyorsa, insan sağlığına zarar vermiyorsa kabul ediliyor,” dedi.

Fatma teyze ise, “İşte o yüzden tüketici bilinçli olmalı. Etiketi görüp güvenmek yetmez, üreticiyle bağ kurmak lazım,” diye ekledi.

Bir yanda stratejik açıklama, diğer yanda ilişkisel bakış açısı… Aslında ikisi birleşince bütün resmi görmek mümkün oluyordu.

---

Gençlerin Sorusu: Gelecek Nasıl Olacak?

Kahvehanede oturan gençlerden biri lafa girdi:

“Peki gelecekte hep organik mi olacak? Yoksa ilaçlı tarım mı devam edecek?”

Ahmet hemen atıldı:

“Verim hesabı yapmadan organiğe geçmek zor. Dünyanın nüfusu artıyor, üretimi planlamak lazım.”

Fatma teyze ise elini gencin omzuna koydu:

“Evladım, dünya sadece karın doyurmak için değil, sağlıklı yaşamak için de var. Eğer biz toprağa kimyasalları yığarsak, gelecekte çocuklarımız ne yiyecek?”

Genç delikanlı kafasını salladı. İkisinin de haklı olduğunu anlamıştı. Birinde strateji, diğerinde empati vardı.

---

Köy Kahvesinden Çıkan Sonuç

Akşamüstü sohbet bittiğinde herkesin kafasında aynı cümle yankılanıyordu: “Organik tarımda ilaç kullanılır ama kimyasal değil, doğal olanı.”

Ahmet’in stratejik anlatımıyla Fatma teyzenin empatik yaklaşımı birleşince mesele daha net görünmüştü.

Köy kahvesinden çıkarken dayım kulağıma eğildi:

“Bak gördün mü? Erkekler çözüm arar, kadınlar kalplere dokunur. İkisini birleştirince doğru yolu bulursun.”

---

Forumdaki Dostlara Not

Bu hikâyeyi paylaşmamın nedeni, organik tarım konusunda hâlâ kafası karışık olanlara bir örnek sunmak. Masadaki tartışmada herkes bir yönü temsil etti:

- Ahmet stratejik düşünceyi, planlamayı ve çözümü.

- Fatma teyze ise empatiyi, dayanışmayı ve insan ilişkilerini.

Organik tarımda ilaç kullanılır mı? Evet, ama doğaldan gelen, toprağa ve insana zarar vermeyen türleri. Gerçek cevap, sadece teknik bilgiyle değil, aynı zamanda ilişkisel bir bakış açısıyla da anlaşılabiliyor.

İşte o yüzden mesele sadece tarım değil; mesele birlikte üretmek, paylaşmak ve doğayla uyum içinde kalmak.

---

Bu köy kahvesinde başlayan sohbet, aslında hepimize şunu hatırlattı: Strateji olmadan düzen olmaz, empati olmadan da kalıcı çözüm olmaz. Organik tarım da işte böyle, ilaçların değil insanların ve doğanın uyumunun hikâyesi.