Aramizda
Aktif Üye
SPD milletvekili Robin Mesarosch, LinkedIn’deki bir gönderinin silinmesine karşı yasal işlem başlatıyor. Sosyal Demokrat, özellikle CDU ile AfD arasında daha güçlü bir ayrım yapılması çağrısında bulundu ancak Linkedin bu paylaşımı engelledi. Özgürlük Hakları Derneği (GFF) tarafından desteklenen Mesarosch, ihtiyati tedbir için Hechingen Bölge Mahkemesine başvurdu, buna göre Linkedin tartışmalı paylaşımın kilidini yeniden açacak. Engellenen gönderide eski şiir eleştirmeni, CDU başkanı Friedrich Merz’in AfD ile belediye düzeyinde işbirliğinin mümkün olduğu yönündeki açıklamasına tepki gösteriyor.
Reklamcılık
Sağcı partinin hiçbir çözümü yok, “sadece nefreti var” diye yazmıştı Mesarosch 24 Temmuz’da. Örneğin, sürekli olarak yabancılar, geyler ve lezbiyenler gibi ötekileştirilmiş grupların yanı sıra kadınlara ve farklı düşünenlere karşı kampanyalar yürütüyor. CDU hükümet başkanı Walter Lübcke dört yıl önce yaşamına mal olmuştu. AfD demokratik ilkeleri hiçe sayıyor ve bunları ortadan kaldırmak istiyor. Bu nedenle onunla herhangi bir işbirliği yapılmamalıdır. LinkedIn, gönderiyi “nefret söylemiyle ilgili topluluk kurallarımıza uymuyor” diyerek birkaç saat sonra engelledi. O zamana kadar gönderiyi 69.587 kullanıcı gördü. 50 tanesi bunu paylaştı. Paylaşıma kısa sürede 1183 tepki ve 205 yorum geldi.
Hanehalkı hakları ve temel haklar
LinkedIn’in Profesyonel Topluluk Politikaları şöyle diyor: “İş dünyası hakkında tam konuşmalara izin veriyoruz, ancak profesyonel görüş ifadesine ihtiyacımız var. Profesyonel bir platformu sürdürmek için üyeler birbirlerine saygı ve nezaketle davranmalıdır.” Orada nefretin yeri yok. Irkları, ulusal kökenleri, cinsiyetleri, cinsel yönelimleri veya dini eğilimleri nedeniyle bireylere veya gruplara saldıran veya nefreti ve şiddeti teşvik eden içeriklere tolerans gösterilmeyecektir.
GFF prosedür koordinatörü Jürgen Bering, “Bir partiye karşı gerçek anlamda uyarıda bulunan ve onun nefret söylemini eleştiren bir gönderi, nefret söylemi değil, kabul edilebilir bir siyasi görüş yazısıdır” diye karşı çıkıyor. “Nefret söylemi ve yanlış bilgiler çoğu zaman engellenmeden dolaşırken” platformların gönderileri keyfi olarak silmesi mümkün olamaz. LinkedIn gibi ağların “kendi belirledikleri topluluk kurallarıyla yaratıcı hukuki araştırmalar yapmasına” izin verilmemeli.
Aksine, temel bir yasal yükümlülüğe sahiptirler. Başvuruya göre AfD’ye yönelik eleştiri, izin verilen görüş açıklaması olarak kabul ediliyor. Meiningen idare mahkemesi, Thüringen eyalet derneğinin eş başkanı Björn Höcke’nin atanmasını izin verilen bir kamuoyu açıklaması olarak “faşist” olarak sınıflandırdı. “Nazi” olarak nitelendirilmeye yönelik soruşturmalar durduruldu. Mesarosch’un yayınladığı katkı, nefret söylemi platformunun hiçbir özelliğiyle bağlantılı değil.
Çakışan Politikalar
Reklamcılık
Bir şirket sözcüsü Haberler’ye çevrimiçi olarak “(Topluluk kuralları), LinkedIn’de ne tür içeriğe izin verilmediğini gösteren ayrıntılı örnekler içeriyor” dedi. Bu, “kişilerin veya grupların Naziler veya diğer nefret dolu veya aşırılık yanlısı gruplarla” karşılaştırılmasını kapsamaz.
Bununla birlikte, üyelerin “başkalarının taciz edici, nefret dolu veya başka şekilde istismar edici davranışlarını, odak noktası olduğu sürece kınamalarına” nesnel olarak dikkat çekmelerine izin verildiğini de belirtiyor. GFF, Goliathwatch ve Filmwerkstatt Düsseldorf davalarında Facebook’un “keyfi olarak silme işlemlerine” karşı iki kez dava açtı ve başlangıçta başarılı oldu.
(ds)
Haberin Sonu
Reklamcılık
Sağcı partinin hiçbir çözümü yok, “sadece nefreti var” diye yazmıştı Mesarosch 24 Temmuz’da. Örneğin, sürekli olarak yabancılar, geyler ve lezbiyenler gibi ötekileştirilmiş grupların yanı sıra kadınlara ve farklı düşünenlere karşı kampanyalar yürütüyor. CDU hükümet başkanı Walter Lübcke dört yıl önce yaşamına mal olmuştu. AfD demokratik ilkeleri hiçe sayıyor ve bunları ortadan kaldırmak istiyor. Bu nedenle onunla herhangi bir işbirliği yapılmamalıdır. LinkedIn, gönderiyi “nefret söylemiyle ilgili topluluk kurallarımıza uymuyor” diyerek birkaç saat sonra engelledi. O zamana kadar gönderiyi 69.587 kullanıcı gördü. 50 tanesi bunu paylaştı. Paylaşıma kısa sürede 1183 tepki ve 205 yorum geldi.
Hanehalkı hakları ve temel haklar
LinkedIn’in Profesyonel Topluluk Politikaları şöyle diyor: “İş dünyası hakkında tam konuşmalara izin veriyoruz, ancak profesyonel görüş ifadesine ihtiyacımız var. Profesyonel bir platformu sürdürmek için üyeler birbirlerine saygı ve nezaketle davranmalıdır.” Orada nefretin yeri yok. Irkları, ulusal kökenleri, cinsiyetleri, cinsel yönelimleri veya dini eğilimleri nedeniyle bireylere veya gruplara saldıran veya nefreti ve şiddeti teşvik eden içeriklere tolerans gösterilmeyecektir.
GFF prosedür koordinatörü Jürgen Bering, “Bir partiye karşı gerçek anlamda uyarıda bulunan ve onun nefret söylemini eleştiren bir gönderi, nefret söylemi değil, kabul edilebilir bir siyasi görüş yazısıdır” diye karşı çıkıyor. “Nefret söylemi ve yanlış bilgiler çoğu zaman engellenmeden dolaşırken” platformların gönderileri keyfi olarak silmesi mümkün olamaz. LinkedIn gibi ağların “kendi belirledikleri topluluk kurallarıyla yaratıcı hukuki araştırmalar yapmasına” izin verilmemeli.
Aksine, temel bir yasal yükümlülüğe sahiptirler. Başvuruya göre AfD’ye yönelik eleştiri, izin verilen görüş açıklaması olarak kabul ediliyor. Meiningen idare mahkemesi, Thüringen eyalet derneğinin eş başkanı Björn Höcke’nin atanmasını izin verilen bir kamuoyu açıklaması olarak “faşist” olarak sınıflandırdı. “Nazi” olarak nitelendirilmeye yönelik soruşturmalar durduruldu. Mesarosch’un yayınladığı katkı, nefret söylemi platformunun hiçbir özelliğiyle bağlantılı değil.
Çakışan Politikalar
Reklamcılık
Bir şirket sözcüsü Haberler’ye çevrimiçi olarak “(Topluluk kuralları), LinkedIn’de ne tür içeriğe izin verilmediğini gösteren ayrıntılı örnekler içeriyor” dedi. Bu, “kişilerin veya grupların Naziler veya diğer nefret dolu veya aşırılık yanlısı gruplarla” karşılaştırılmasını kapsamaz.
Bununla birlikte, üyelerin “başkalarının taciz edici, nefret dolu veya başka şekilde istismar edici davranışlarını, odak noktası olduğu sürece kınamalarına” nesnel olarak dikkat çekmelerine izin verildiğini de belirtiyor. GFF, Goliathwatch ve Filmwerkstatt Düsseldorf davalarında Facebook’un “keyfi olarak silme işlemlerine” karşı iki kez dava açtı ve başlangıçta başarılı oldu.
(ds)
Haberin Sonu