Emre
Yeni Üye
Babadağ Teleferik Kaç TL? — Fiyatların Ardındaki Hikâye
Selam dostlar,
Bu sabah kahvemi yudumlarken, aklıma geçen yazın Babadağ’da yaşadığım o an geldi. Forumda geziniyordum, biri “Babadağ teleferik kaç TL olmuş?” diye sormuş. Cevap vermek istedim ama sadece rakamla bitirmek istemedim. Çünkü bazen fiyatlar, sadece bir ücret değil; bir anının, bir duygunun, bir fark edişin de bedeli oluyor. O yüzden size fiyat bilgisinden öte, o fiyatın bana neler “ödettiğini” anlatmak istiyorum.
Bir Yolculuk, İki Dünya Görüşü
O gün yanımda iki kişi vardı: çocukluk arkadaşım Murat ve kuzenim Elif.
Murat tam bir “çözüm odaklı adamdı.” Hani şu türden: “Ne istiyorsan, nasıl yaparız, maliyeti nedir, plan nedir?” Elif ise tam tersi; duyguların, ilişkilerin, anın tadını çıkarmanın kadınıydı. Onlarla yola çıkmak bile başlı başına bir denge sınavıydı.
Sabah Fethiye merkeze vardığımızda, teleferiğe çıkmadan önce Murat haritayı açtı, hesap makinesini çıkardı.
— “Teleferik kaç TL olmuş, ona göre bütçeyi ayarlayayım,” dedi.
Elif ise aynı anda gökyüzüne bakıyordu, o sabah bulutlar Babadağ’ın tepesine ince bir duvak gibi sarılmıştı.
— “Kaç TL olursa olsun, şu manzarayı görmek için değer,” dedi sessizce.
Ben ortadaydım. Bir yanım Murat gibi, her şeyi planlamak ister; diğer yanım Elif gibi, anın büyüsüne teslim olurdu.
Fiyat, Sadece Fiyat Değildi
Gișeye vardığımızda görevli gülümseyerek söyledi:
— “Yetişkin gidiş-dönüş 450 TL.”
Murat’ın kaşları kalktı:
— “Geçen yıl 300’dü, bu ne böyle?”
Elif omzunu silkti, gözleri uzaklara dalmıştı.
— “Belki manzara da zamlandı Murat,” dedi hafifçe gülerek.
O anda içimde bir şey kıpırdadı. Evet, belki fiyatlar değişiyordu ama değişmeyen bir şey vardı: o da bir anı yaşamanın değeri. Murat’ın gözünde rakamların toplamı vardı; Elif’in gözünde ise anıların anlamı. Ben ikisini de görüyordum. Çünkü bazen insanın ihtiyacı olan şey, ne parayla ölçülür ne de hesapla açıklanır.
Teleferiğin Sessizliğinde
Kabin havalandığında içimizde bir sessizlik çöktü. Aşağıda Fethiye’nin denizi, zeytin ağaçlarının arasında parlayan köy evleri… Rüzgâr hafifçe vuruyor, kulaklarımıza yalnızca kalbimizin sesi geliyordu.
Murat hâlâ hesap yapıyordu: “Bu kadar para verdik, bari yukarıda kahve içmeyelim.”
Elif gülümsedi: “Ben o kahveyi manzarayla içerim, o zaman pahalı değildir.”
Ben ikisine de baktım ve düşündüm: İnsan bazen bir teleferikte iki farklı dünyayı taşır yanında — biri aklı, biri kalbi.
Zirvede Gerçek Cevap
Yukarı çıktığımızda hava bir anda değişti. Güneş, denizin üzerinden yavaşça batarken, ufuk çizgisiyle gökyüzü arasında bir turunculuk dansı başladı. Paragliding yapanlar gökyüzünde süzülüyordu, rüzgâr saçlarımızı savuruyordu. Elif sessizce “Bir gün ben de uçacağım,” dedi.
Murat cevap verdi: “Uçmak tehlikeli, eğitim gerek, maliyet yüksek.”
Ama o anda Elif’in yüzüne vuran gün ışığı, Murat’ın rakamlarından daha çok şey söylüyordu.
Ben anladım: Uçmak, aslında parayla değil, cesaretle alınan bir biletti.
Bir Teleferiğin Öğrettiği
Akşam dönüşte, teleferik kabininde artık sessizlik başka bir anlam taşıyordu. Herkes düşüncelere dalmıştı.
Ben kendi kendime sordum: “Babadağ teleferik kaç TL?”
Cevap artık belliydi — 450 TL. Ama içimde başka bir cevap daha vardı:
“Bir fark edişin, bir bakışın, bir hissin değeri paha biçilemez.”
Murat o an sessizce cebinden telefonunu çıkarıp Elif’in fotoğrafını çekti. Belki de o da anlamıştı.
Elif ise gülümseyerek “Biliyor musun Murat,” dedi, “bazen parayı düşünmeden yaşamak, en büyük yatırım.”
Murat sadece başını salladı, ama o an onun da içinde bir şey değişti. Çünkü bazı fark edişler sessiz olur.
Forumdaşlara Bir Söz
Sevgili forumdaşlar,
Belki siz de bir gün Babadağ teleferiğine bineceksiniz. Belki fiyat daha da artacak. Belki biri “bu kadar paraya değer mi?” diyecek. Ama o anda, bulutların üstünde, rüzgâr saçlarınızı savururken fark edeceksiniz:
Bazı anlar, fiyat listesinin dışında yaşanır.
Teleferiğin biletini ödersiniz, ama asıl bilet kalbinizde kesilir.
Bir dostla sessizce manzaraya bakmak, sevdiğin insanla aynı gökyüzüne dokunmak, ya da sadece kendinle baş başa kalmak... İşte o, Babadağ’ın gerçek zirvesi.
Şimdi siz söyleyin forumdaşlar, sizce bir anının değeri kaç TL eder?
Belki Murat gibi düşünürsünüz, belki Elif gibi hissedersiniz...
Ama bence, ikisi bir araya geldiğinde, hayatın anlamı tam da orada saklıdır.
Son Söz
Babadağ teleferiği 2025 itibarıyla gidiş-dönüş yetişkin ücreti 450 TL civarında. Ama bazen o 450 TL, bir ömürlük farkındalık bile olabilir.
Kimi için pahalı bir turistik etkinliktir, kimi içinse bir kalp yolculuğu.
Benim içinse... bir dostun sessiz onayı, bir kadının içten gülümseyişi, bir dağın üzerindeki hayat dersidir.
Ve inanıyorum, siz de bir gün o kabine bindiğinizde, manzarayı değil — kendinizi görürsünüz.
Selam dostlar,
Bu sabah kahvemi yudumlarken, aklıma geçen yazın Babadağ’da yaşadığım o an geldi. Forumda geziniyordum, biri “Babadağ teleferik kaç TL olmuş?” diye sormuş. Cevap vermek istedim ama sadece rakamla bitirmek istemedim. Çünkü bazen fiyatlar, sadece bir ücret değil; bir anının, bir duygunun, bir fark edişin de bedeli oluyor. O yüzden size fiyat bilgisinden öte, o fiyatın bana neler “ödettiğini” anlatmak istiyorum.
Bir Yolculuk, İki Dünya Görüşü
O gün yanımda iki kişi vardı: çocukluk arkadaşım Murat ve kuzenim Elif.
Murat tam bir “çözüm odaklı adamdı.” Hani şu türden: “Ne istiyorsan, nasıl yaparız, maliyeti nedir, plan nedir?” Elif ise tam tersi; duyguların, ilişkilerin, anın tadını çıkarmanın kadınıydı. Onlarla yola çıkmak bile başlı başına bir denge sınavıydı.
Sabah Fethiye merkeze vardığımızda, teleferiğe çıkmadan önce Murat haritayı açtı, hesap makinesini çıkardı.
— “Teleferik kaç TL olmuş, ona göre bütçeyi ayarlayayım,” dedi.
Elif ise aynı anda gökyüzüne bakıyordu, o sabah bulutlar Babadağ’ın tepesine ince bir duvak gibi sarılmıştı.
— “Kaç TL olursa olsun, şu manzarayı görmek için değer,” dedi sessizce.
Ben ortadaydım. Bir yanım Murat gibi, her şeyi planlamak ister; diğer yanım Elif gibi, anın büyüsüne teslim olurdu.
Fiyat, Sadece Fiyat Değildi
Gișeye vardığımızda görevli gülümseyerek söyledi:
— “Yetişkin gidiş-dönüş 450 TL.”
Murat’ın kaşları kalktı:
— “Geçen yıl 300’dü, bu ne böyle?”
Elif omzunu silkti, gözleri uzaklara dalmıştı.
— “Belki manzara da zamlandı Murat,” dedi hafifçe gülerek.
O anda içimde bir şey kıpırdadı. Evet, belki fiyatlar değişiyordu ama değişmeyen bir şey vardı: o da bir anı yaşamanın değeri. Murat’ın gözünde rakamların toplamı vardı; Elif’in gözünde ise anıların anlamı. Ben ikisini de görüyordum. Çünkü bazen insanın ihtiyacı olan şey, ne parayla ölçülür ne de hesapla açıklanır.
Teleferiğin Sessizliğinde
Kabin havalandığında içimizde bir sessizlik çöktü. Aşağıda Fethiye’nin denizi, zeytin ağaçlarının arasında parlayan köy evleri… Rüzgâr hafifçe vuruyor, kulaklarımıza yalnızca kalbimizin sesi geliyordu.
Murat hâlâ hesap yapıyordu: “Bu kadar para verdik, bari yukarıda kahve içmeyelim.”
Elif gülümsedi: “Ben o kahveyi manzarayla içerim, o zaman pahalı değildir.”
Ben ikisine de baktım ve düşündüm: İnsan bazen bir teleferikte iki farklı dünyayı taşır yanında — biri aklı, biri kalbi.
Zirvede Gerçek Cevap
Yukarı çıktığımızda hava bir anda değişti. Güneş, denizin üzerinden yavaşça batarken, ufuk çizgisiyle gökyüzü arasında bir turunculuk dansı başladı. Paragliding yapanlar gökyüzünde süzülüyordu, rüzgâr saçlarımızı savuruyordu. Elif sessizce “Bir gün ben de uçacağım,” dedi.
Murat cevap verdi: “Uçmak tehlikeli, eğitim gerek, maliyet yüksek.”
Ama o anda Elif’in yüzüne vuran gün ışığı, Murat’ın rakamlarından daha çok şey söylüyordu.
Ben anladım: Uçmak, aslında parayla değil, cesaretle alınan bir biletti.
Bir Teleferiğin Öğrettiği
Akşam dönüşte, teleferik kabininde artık sessizlik başka bir anlam taşıyordu. Herkes düşüncelere dalmıştı.
Ben kendi kendime sordum: “Babadağ teleferik kaç TL?”
Cevap artık belliydi — 450 TL. Ama içimde başka bir cevap daha vardı:
“Bir fark edişin, bir bakışın, bir hissin değeri paha biçilemez.”
Murat o an sessizce cebinden telefonunu çıkarıp Elif’in fotoğrafını çekti. Belki de o da anlamıştı.
Elif ise gülümseyerek “Biliyor musun Murat,” dedi, “bazen parayı düşünmeden yaşamak, en büyük yatırım.”
Murat sadece başını salladı, ama o an onun da içinde bir şey değişti. Çünkü bazı fark edişler sessiz olur.
Forumdaşlara Bir Söz
Sevgili forumdaşlar,
Belki siz de bir gün Babadağ teleferiğine bineceksiniz. Belki fiyat daha da artacak. Belki biri “bu kadar paraya değer mi?” diyecek. Ama o anda, bulutların üstünde, rüzgâr saçlarınızı savururken fark edeceksiniz:
Bazı anlar, fiyat listesinin dışında yaşanır.
Teleferiğin biletini ödersiniz, ama asıl bilet kalbinizde kesilir.
Bir dostla sessizce manzaraya bakmak, sevdiğin insanla aynı gökyüzüne dokunmak, ya da sadece kendinle baş başa kalmak... İşte o, Babadağ’ın gerçek zirvesi.
Şimdi siz söyleyin forumdaşlar, sizce bir anının değeri kaç TL eder?
Belki Murat gibi düşünürsünüz, belki Elif gibi hissedersiniz...
Ama bence, ikisi bir araya geldiğinde, hayatın anlamı tam da orada saklıdır.
Son Söz
Babadağ teleferiği 2025 itibarıyla gidiş-dönüş yetişkin ücreti 450 TL civarında. Ama bazen o 450 TL, bir ömürlük farkındalık bile olabilir.
Kimi için pahalı bir turistik etkinliktir, kimi içinse bir kalp yolculuğu.
Benim içinse... bir dostun sessiz onayı, bir kadının içten gülümseyişi, bir dağın üzerindeki hayat dersidir.
Ve inanıyorum, siz de bir gün o kabine bindiğinizde, manzarayı değil — kendinizi görürsünüz.